Covid-19 Pandemisine Dair Sağlık PİK Raporu
05.04.2020

Covid-19 Pandemisine Dair Sağlık PİK Raporu

Ülkemizde ve dünyada önemli bir halk sağlığı tehdidi haline gelen COVID-19 Pandemisi giderek yayılmaya devam etmektedir. Destekleyici tedaviler dışında henüz doğrudan Covid 19’a yönelik etkili bir tedavi bulunmamış olup, ilaç ve aşı çalışmaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürmektedir. 

Covid 19 Pandemisi’nin sadece sağlığı tehdit etmekle kalmayıp, gıda temini, tarım, hayvancılık, ekonomi, eğitim, turizm, kültür ve sanat faaliyetleri üzerine;  yıkıcı, değiştirici dönüştürücü  etkileri  olacağı görülmektedir.

Bu kapsamda, Gelecek Partisi Sağlık Politikaları İzleme Kurulu tarafından, Türkiye’de Covit-19 ile mücadele acil aksiyon alınması gereken bazı önemli konulara dikkat çekilmiştir.

Sağlıkta Şiddete Sıfır Tolerans

Salgının hızla yayılması sebebiyle, koronavirüsle infekte olan tüm hastaların hastaneye yatırılamayacağı, hatta gerek olmadığı da aşikârdır. Virüsle infekte olup hastalığı hafif geçiren vatandaşlarımızın kendi evlerinde, ev karantinasına uyarak tedavilerinin ve takiplerinin yapılması mümkündür. Basında ilk örneklerini gördüğümüz gibi, şimdiden hasta olan vatandaşlarımız tarafından, “ ben hastayım evime gönderdiler, ev halkı -apartman ahalisi ne olacak” şeklinde şikâyetler ve ziyaret etme yasağını delmek isteyen vatandaşlar tarafından öldürme kastıyla fiziksel saldırılar başlamıştır.

Ziyaret yasağının önemi, ağır olmayan hastaların kendi evlerinde karantinaya alınarak tedavi edilmesi gerektiğinin siyasi otorite tarafından açık ve net bir şekilde ifade edilmesi zorunlu hale gelmiştir.

Sosyal İzolasyon

Sağlığın korunması için camilerde cemaatle vakit namazlarının ve Cuma Namazlarının kılınmaması kararı titizlikle uygulanmalıdır. Sosyal izolasyonu sağlamak için evde kalma, korona virüs özelinde ihdas edilmiş olan Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda gerekli tüm tedbirlerin alınması ve istisnasız tüm kurumlar tarafından tam olarak uygulanmasının sağlanması siyasi iradenin görevlerindendir.

Salgınla birlikte belki de aynı anda on binlerce insana ileri yaşam desteği, çok daha fazla insana hastane bakım ve tedavisi gerekecektir. Bizden 2 ay önce salgınla tanışmış olan Çin’in tecrübesinden faydalanıp, Korona Hastaneleri kurulması, bu amaçla, açılmış olan şehir hastanelerine taşınan hastanelerin yeniden hizmete dahil edilmesi, kamuya ait uygun binaların hastaneye dönüştürülmesi, hasta sayısının en çok görüldüğü İstanbul’da Atatürk Havalimanının Korona Hastanesi haline getirilmesi gibi pek çok seçenek değerlendirilebilir.

Nekahat döneminde yardım

Covid-1’a yakalanıp, iyileşenler ve hastanelerden taburcu olanlar da rapor edilmektedir. Hastaların büyük kısmı yaşlı insanlar olup, beraberinde ev halkı da Covid-19’a yakalanmış olmakta veya yaşlı çiftler birlikte hastalanmaktadır. İyileşip taburcu olduktan sonra nekahet döneminde bakıma ihtiyaç duyan şahıslar bazen, taburcu olduğu halde hastaneden alacak kimse bulunmamaktadır. Hastanelerde mevcut olan sosyal hizmet birimleri öncülüğünde nekahet döneminde yardıma ihtiyaç duyan bireyler için geçici veya ihtiyacına göre kalıcı destek hizmetleri planlanması faydalı olacaktır.

Sağlık Personeline eğitim

İleri yaşam desteği için gerekli olan mekanik ventilatör ve beraberinde ihtiyaç duyulan ekipmanların hızla temin edilmesi ve bu ekipmanları kullanarak ileri yaşam desteği verebilecek sağlık personelinin eğitimi acil bir ihtiyaç halindedir.

Nene Hatun Gemisi hizmete açılmalı!

Bugün İngiltere, Londra’daki Birmingham Fuar Alanı’nı 5000 yatak kapasiteli Mega Covid Hastanesi olarak açmıştır. Birmingham Havaalanı da 15 bin kapasiteli morg olarak düzenlenmiştir. En olumsuz senaryolara karşı hazırlıklı olunması açısından bu tür çalışmaların Afet Planı temelinde derhal başlatılması gerekmektedir.

Yine acil kurtarma gemisi olarak hazırlanmış olan Nene Hatun gemisinin bu süreçte özellikle Adalar’da ikamet eden vatandaşlarımız başta olmak üzere hizmete sokulması faydalı olacaktır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN ÖZEL UYGULAMALAR GETİRİLMELİDİR!

  • Sağlık çalışanları bulaş açısından kendilerini riskli kabul ettikleri dönemde haklı olarak aileleriyle görüşmek istememektedirler. Bu dönemde barınmalarını sağlamaya yönelik olarak yetkililerce işaret edilen kamu misafirhanelerinin temas izolasyonu sağlayacak kapasiteye getirilmesi gerekmektedir. Bir çok özel otel işletmesinin kapılarını sağlık çalışanlarına açmış olması, Türk Milletinin zor koşullarda birlik ve beraberliğinin güzel bir örneğidir.
  • Sağlık Çalışanlarının kamuya ait toplu taşıma araçlarını kullanmaları bulaş riskini artıracaktır. Yeni düzenleyici tedbirler alınması gerekmektedir. Aracı olan sağlık çalışanlarına trafikte geçiş üstünlüğü verilmesi, araç kullanmayanlar için de güvenli ulaşım araçlarının tahsis edilmesi daha uygun olacaktır.
  • Bulaşıcılığı çok yüksek ve %3,8 oranında ölümcül seyreden bu hastalıkla mücadele eden hekimler ve sağlık çalışanlarının aileleri de çok büyük risk altındadır. İlave olarak pek çok doktorun çocuklarının bakımı ve ev hizmetlerinde çalışan yardımcıları, doktorları riskli bulduğu için iş bırakmışlardır. İdarecilerin bu tür sorunlar yaşayan personeline esnek çalışma konusunda gerekli hassasiyeti göstermesi gerekmektedir.
  • Salgınla mücadelede ön safta çarpışırken hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının Görev Şehidi statüsünde kabul edilmesi yakınları ve tüm sağlık camiası açısından bir nebze de olsa moral verici olacaktır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ÖZLÜK HAKLARI KORUNMALIDIR

  • Son derece ağır seyreden Covid-19 vakalarında, yapılan ve yapılamayan tedaviler neticesinde çok sayıda can kayıpları olacaktır.  Aynı zamanda tüm hastaneler ve tüm bölümler Covid-19’a hasredildiği için doktorlar branş dışı çalışmak mecburiyetinde olup, yıllardır pek az ilgilendiği farklı bir alanda hizmet vermektedirler. Doktorların muhatap olduğu malpraktis yasası ve buna bağlı açılma ihtimali olan davalar hususunda Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nı proaktif önlemler almaya davet ediyoruz.
  • Bu günlerde birlikte alkışladığımız hekimler ve sağlık çalışanlarının şiddetten korunmasına yönelik düzenlemeleri de içeren özlük haklarına yönelik iyileştirmelerin acilen yürürlüğe konulması, son dönem uygulamaları ile büyük oranda yıpratılan ve gönülleri kırılan hekimlerimize itibarlarının iade edilmesi ve toplumsal minnettarlığımızın bir göstergesi olacaktır. Salgınla birlikte kendisinin ve ailesinin hayatı diğer vatandaşlarımızdan daha çok risk altında ise, gelecek yıllarda bu ülkenin gençleri sağlık alanını, bilhassa doktor olmayı tercih etmeyeceklerdir.

KAMPLARDAKİ MÜLTECİLERİN KOŞULLARI ENDİŞE VERİCİDİR

  • Ülkemizdeki kamplarda yer alan mültecilerin yanı sıra, Mart ayı başından beri Türkiye’nin sınır kapılarını açacağını duyurmasının ardından Yunanistan sınırında sayıları 10 bin ile 15 bin arasında değişen mülteci, sınırın ötesine geçmek için beklese de, bir kısmı İstanbul’a getirilmiştir.
  • Yunanistan-Türkiye sınırında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Kızılay, AFAD,  bazı dernek ve STK’lar aktif şekilde mültecilere yardımcı olmaktadır. Ayrıca tampon bölgede bir sahra hastanesi de mültecilere sağlık hizmetleri sunmaktadır. Türk Tabipler Birliği gibi bazı kaynakların verdiği bilgiye göre; tampon bölgedeki bir sağlık ekibi de koronavirüsle mücadele de dahil olmak üzere, bazı çalışmalar yürütmektedir.
  • Ancak mültecilerin yaşadığı ortam ve çadırlar göz önüne alındığında;  hijyen, suya erişim, temiz olmayan yüzeylerle temas, sosyal mesafe gibi koşulların sağlanması, mümkün değildir.  Hem kamplarda yaşayan mültecilerin sağlıkları, hem de buralara giriş-çıkışlardan kaynaklı yayılmaların önlenmesi açısından, kamplardaki herkese acilen test uygulanması ve virüs taşıyanların tedavisini zorunludur!

COVİD-19 DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE YENİ DÜZENLEMELER GEREKLİ

Aile Hekimliği ülkemizin birinci basamak sağlık hizmeti olarak çok önemli görev üstlenmektedir. Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) 27.000 hekim ve bu sayının iki katı kadar da yardımcı sağlık personeli hizmet yapmaktadır. Sağlık sistemimiz tüm hastaların ASM’ye başvurması üzerine kurgulanmıştır. Ancak bugünkü gibi olağanüstü şartlarda;

  • ASM çalışanlarına yeterli koruyucu ekipman ve dezenfektanların temin edilmesi,
  • Gebe takip, bebek ve çocuk izlem aşılanma gibi koruyucu sağlık hizmetlerinin ASM’lerde aksatılmadan devam edebilmesi için geçici olarak, sevk zinciri göz ardı edilerek, hasta olanların 2. 3. Basamak sağlık hizmetleri veren hastanelere yönlendirilmesi,
  • Ateşli hastaların doğrudan 2. basamak sağlık kuruluşlarına başvurması,
  • Aile Planlaması ve Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri’nin yeniden aktif hale getirilmesi,
  • Hem özel, hem de kamuya ait bazı hastanelerin korona virüs ile ilişkisi engellenerek koruyucu sağlık hizmetleri ve korona virüs dışı hastalıklar için hizmet vermeye devam edilmesi,
  • Doğum evi ve özel dal hastanesi gibi hastanelerin amacına uygun çalışmaya devam etmesi gerekmektedir.

Ayrıca, “Acil olmayan hastalar hastaneye başvurmasın” çağrısı yaparken,  kalp krizleri, inmeler, bağırsak enfeksiyonları, apandisit ve benzeri acil hastalıkların gerekli müdahale ve tıbbi bakıma acilen ihtiyaç duyduğu da unutulmamalıdır!.