Salgınla Mücadelede Evde Tek Yaşayan Engellilerle İlgili Sorunlar ve Önerilerimiz
10.04.2020

Salgınla Mücadelede Evde Tek Yaşayan Engellilerle İlgili Sorunlar ve Önerilerimiz

Bütün dünyayı ve ülkemizi etkileyen Covid19 salgını nedeniyle bir kısım tedbirler uygulanmaktadır. Bu kapsamda vatandaşların gerekmedikçe dışarı çıkmamaları istenmektedir. Bu beklenti yerinde olmakla beraber, ortaya çıkan bazı sonuçlardan engelli vatandaşlar da etkilenmektedir. Bu etkilerin ortadan kalkması ya da en aza indirilmesi için bazı çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan ve tarafı bulunduğumuz ‘Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin “Risk Durumları ve İnsani Bakımdan Acil Durumlar” başlıklı 11. maddesinde;

“Taraf Devletler silahlı çatışma halleri, acil insani durumlar ve doğal afetler de dahil olmak üzere risk durumlarında engellilerin korunması ve güvenliğinin sağlanması için insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku dahil uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli tüm tedbirleri alır.” denilmektedir.

Evinde tek başına yaşayan, eşiyle yaşayıp eşi de engelli olan, karı-koca engelli olup çocukları olduğu halde çocukları 20 yaş altı olan, anne-babasıyla yaşayıp anne-babası 65 yaş üzeri olan engelliler bulunmaktadır. Bu kişilerin günlük ihtiyaçlarını ve kişisel gereksinimlerini nasıl giderecekleriyle ilgili belirsizlikler söz konusudur. Alış-veriş yapmak, sağlık sorunları varsa doktora gitmek ve eczaneden ilaç almak başta olmak üzere çeşitli ihtiyaçların temini konusunda nasıl hareket edebileceklerine, nereden destek alabileceklerine dair bir bilgilendirme bulunmamaktadır. Markette birinden destek almak, ihtiyaç halinde kalabalık ortamlara girmek, bir yerlere dokunmak bu kişiler için risk taşımaktadır ve diğer insanlar da risk nedeniyle bu tür destekleri vermekten haklı olarak kaçınabilmektedir.

Kendileriyle bizzat görüşülürek yaptığımız küçük bir araştırmaya göre, evde tek yaşayan ya da karı-koca engelli olan kişilere devletin herhangi bir biriminden telefon ya da mesajla bilgilendirme yapılmamış, ne durumda oldukları ve kendileri için yapılması gereken bir şey olup olmadığı sorulmamıştır.

Bu kişiler bir kısım teknolojik imkanlarla ihtiyaçlarını çözümleme yoluna gitmişler; ancak daha küçük şehir ya da kasabalarda bu imkanların da yeterli olmadığı bilinmektedir.

Adrese dayalı nüfus sistemiyle kimin nerede ikamet ettiği bilgisi devletimizin elinde mevcuttur. Sağlık bakanlığı e-rapor sisteminde de sağlık kurulu raporu ile engelliliği tescillenen kişilerin bilgileri mevcuttur. Bazı hastahaneler sisteme bilgi girişini eksik yapsalar da yine de burada ciddi bir verinin olduğu düşünülmektedir.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri tarafından düzenlenen engelli kimlik kartı sahiplerinin bilgileri de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın elinde elektronik olarak mevcuttur.

Mevcut durumda hangi engellinin nerede ikamet ettiği bilinmemektedir ancak yukarıda izah edilen üç mekanizmanın entegrasyonu halinde verimli bir sonuç elde edilebilecektir.

Bu entegrasyonu gerçekleştirip sağlıklı verilere ulaştıktan sonra kişilerle iletişime geçilmeli, kısa mesajla bilgilendirme yapılmalı, belli aralıklarla telefonla aranıp durumları hakkında bilgi alınmalıdır.

Bağlı bulundukları aile hekimi, mahalle muhtarı, cami imamları da sürece dahil edilerek yerinde ve sağlıklı değerlendirmelerin yapılması sağlanabilir.

Bu hususlarda belediyelerle de iş birliği yapılmalıdır.

Gelecek Partisi

İnsan Hakları Başkanlığı