TBMM’yi, 5253 Sayılı Dernekler Kanununda Yapılmak İstenen Değişikliği Geri Çekmeye Davet Ediyoruz!
11.03.2020

TBMM’yi, 5253 Sayılı Dernekler Kanununda Yapılmak İstenen Değişikliği Geri Çekmeye Davet Ediyoruz!

5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 23. maddesinde yapılacak düzenleme ile dernek yönetimi ve denetim kuruluna seçilenlerin, dernek üyeliğine kabul edilenlerin ve üyeliği sonra erenlere ait bilgilerin mülki idare amirliğine bir ay içerisinde bildirilme zorunluluğu getirilmektedir. Üstelik kanuna bir de geçici madde eklenmiş olup “maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde mevcut üyelerin ad, soyad, doğum tarihi ve kimlik numarası bilgilerinin mülki idare amirliğine bildirilmesi yükümlülüğü ve bu bildirimleri yerine getirmeyenler için idari para cezası öngörüldüğü” belirtilmektedir.

TBMM Plan Bütçe Komisyonunda kabul edilip genel kurul gündemine getirilen bu torba yasa teklifinde yer alan bu değişiklik önerisi sivil toplumun ve temel hakların yara almasına sebebiyet verecek pekçok sakıncalar içermektedir.

Sivil toplumun başlıca işlevi, siyasi iradenin özgürce denetlenmesi görevini ifa etmektir.

Olağanüstü durumlarda bile bilhassa korunması gereken bu “özgür denetim ortamı”nın, olağan hallerde bile bu şekilde müdahalelere açık hale getirilmesi, dernek üyeleri üzerinde baskı kurmaya, korkutmaya, üyelikleri caydırmaya dönük girişimler kabul edilebilir değildir. Nitekim Anayasa’nın 33.maddesi de dernek kurmayı “örgütlenme özgürlüğü” çerçevesinde tanımlamıştır.

Derneklerin hareket alanını kısıtlamaya matuf bu değişiklik teklifi, Anayasa’nın 20.maddesinde koruma altına alınan “Özel hayatın gizliliği” ilkesini de ihlal etmektedir. Olumsuz sosyo-politik sonuçlar doğurmaya da kapı aralamaktadır. Bir diğer yönüyle de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası hukuka, mevzuatlara, kriterlere ve siyasi sözleşmelere aykırıdır.

Ayrıca hiçbir kamu yararı gerekçesi, değişikliğe mündemiç olan “fişleme” gerçeğinin üzerini örtemez!

Hele ki, Türkiye’nin yakın geçmişinde belli bir sendikaya, bir derneğe üyeliğin suç olmadığı dönemlerin, tıpkı bugün olduğu gibi örgüt ile mücadelede “kriter” olarak belirlenip yaş kuru demeden insanların aynı torbaya atılıp suçlanması örnekleri göz önüne alındığında, bu değişiklikle birlikte derneklere üye olmaya kimse cesaret edemeyecektir. Bu durum illegal üyelikleri teşvik edip gönüllüleri bilahare suçlu konuma sokmak anlamına gelebileceği gibi; üyeliğe cesaret edilememesi durumunda da teşvik edilip genişletilmesi umulan sivil toplumsal alanı da hem törpüleyecek, hem de sivil denetim alanlarına kapalı totaliter siyasetin koyulaştığı iklimi besleyecektir.

Sivil toplumun gelişimini engelleyecek, anayasa ve evrensel insan hakları beyannamesiyle koruma altına alınmış ‘örgütlenme özgürlüğü’ alanındaki kazanımları güvenlik konsepti lehine tırpanlayacak ve ‘kişisel verilerin korunması’ ilkesine bir darbe daha vuracak bu teklif, ivedi olarak Meclis içindeki karar vericiler tarafından reddedilmelidir!

Adalet Politikaları İzleme Kurulu